Söyleşi: TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal

     

‘Birlikte İş Yapma’ ve ‘Birlikte Başarma’ yaklaşımını esas alıyoruz

R.A: TÜBİTAK’ın yenilenen vizyonu ve stratejisinden ve hayata geçirilen destek programlarından kısaca bahseder misiniz?

 H.M: TÜBİTAK olarak Ar-Ge ve yenilik destek programlarının tasarımında, temel olarak hedef odaklı bilgi üretimine, çıktı ve etki temelli destek verilmesine, değer zinciri boyunca sistematik bilgi akışının sağlanmasına yeni dönemde özellikle önem veriyoruz.

Etki ve çıktı odaklı yeni vizyonumuz çerçevesinde, yüksek teknoloji içeren ithal ürünler yerine, uluslararası pazarda rekabet edebilecek yerli ürünlerin; özel sektör ve üniversite işbirliğiyle oluşturulacak teknoloji platformları aracılığıyla geliştirilmesi için yeni Ar-Ge ve yenilik destekleri oluşturduk. Bu destekler kapsamında, etki potansiyeli yüksek, büyük bütçeli Ar-Ge konsorsiyum projelerine, teknoloji hazırlık düzeyleri odaklı ara çıktılar üzerinden kontrol noktaları oluşturarak aşamalı olarak destek aktarıyoruz.

Bu kapsamda “Birlikte İş Yapma” ve “Birlikte Başarma” yaklaşımını esas alarak ticarileştirme sürecine yönelik yeni destek mekanizmaları başlattık.

Bu desteklerin ilki, TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamındaki “Yüksek Teknoloji Platformları” çağrısı. Çağrı ile; üniversite/araştırma altyapılarının özel sektör Ar-Ge ve tasarım merkezleriyle, ölüm vadisi olarak da nitelendirilen teknoloji hazırlık seviyesi 3-6 arasındaki fazda uzun vadeli stratejik işbirlikleri yapmalarını teşvik ediyoruz.

Bir diğer yeni desteğimiz olan Sanayi Yenilik Ağları Mekanizması (SAYEM) ile yüksek teknolojili öncelikli ürün gruplarının yerlileştirilmesine katkı sağlayacak büyük çaplı işbirliklerini destekliyoruz. “Sanayi yenilik ağları” kapsamındaki temel gayemiz, odak sektörlerde hedeflenen teknoloji tabanlı ürünlerin başarılı bir şekilde ticarileştirilmesi. Bu sebeple, teknoloji hazırlık seviyesi 6 ila 9 arasında olan ve pazara görece daha yakın alandaki teknoloji geliştirme faaliyetlerini teşvik ediyoruz.

Ülkemizdeki sanayi kuruluşlarının %99’undan fazlasının KOBİ olması sebebiyle, yeni bir destek mekanizması tasarladık. 2020 yılında açtığımız Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri için KOBİ Destekleme Çağrısı ile firmaların ihtiyaç duyduğu Ar-Ge tabanlı ürünlerin ya da süreçlerin, bu firmalar ve TÜBİTAK’ın eş finansmanı yoluyla, Tedarikçi Kuruluş olarak KOBİ’ler tarafından geliştirilmesini ve ticarileşebilir çıktılara dönüştürülmesini hedefliyoruz.

Ayrıca, üniversitelerde, araştırma kurumlarında ve teknoloji geliştirme bölgelerinde geliştirilen patentli teknolojilerin sanayiye aktarılmasını sağlamak için Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme Çağrısına çıktık. Çağrı kapsamında patent ile korunan yerli ve milli teknolojilerin özel sektöre aktarılmasını destekliyor, yüksek teknolojili patentlere ve işbirlikçi yaklaşımlar ile patent ticarileştirme girişimlerine öncelik veriyoruz.

Araştırmacı insan kaynağı desteklerimizde nitelikli insan kaynağı planlanmasını önemsiyoruz. Bu amaç doğrultusunda sanayi ve üniversite işbirliğini, sektörler arası insan kaynakları hareketliliğini, lider araştırmacılara daha esnek desteklerin verilmesini ve bireyler yerine kritik kitlenin oluşturulmasını sağlayacak burs ve desteklerin oluşturulması yaklaşımını benimsiyoruz.

Ülkemizin tecrübeli araştırmacılar için cazibe merkezi olması, alanında tecrübeli araştırmacıların Ar-Ge projelerini Türkiye’nin önde gelen akademi ve sanayi kurum ve kuruluşları veya kamu kurumlarında yürütmelerini sağlamak amacıyla Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ve Ulusal Lider Araştırmacılar Programını başlattık. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı 2019 yılı çağrısı ile 127 araştırmacı ülkemize gelerek çalışmalarına başladılar. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programını yaptığımız yeniliklerle birlikte bu yıl tekrar başvuruya açtık. Her bir lider araştırmacı, araştırma ekibini kurarak 5 öğrenci yetiştiriyor. Bu programla birlikte, yeni kriterler belirlenerek hazırlanan Uluslararası Genç Araştırmacılar Programı da başlattık. Yeni açılan çağrılarla alanında öncü en az 100 deneyimli ve genç araştırmacıyı daha ülkemize kazandırmayı planlıyoruz.

Ulusal Lider Araştırmacılar Programı ile 42 lider araştırmacımıza destek sağlıyoruz. Ulusal Lider Araştırmacılar Programı’nı bu yıl yapılan yeniliklerle birlikte Ulusal Lider Araştırmacılar ve Ulusal Genç Araştırmacılar Programları olmak üzere iki ayrı program olarak başvuruya açtık.

Sosyal ve Beşeri Bilimlerdeki araştırmaların büyük önem arz ettiğini biliyoruz. Bu kapsamda pandemi sürecinin başında salgının mevcut ve gelecekteki etkilerinin sosyal ve beşeri bilimler perspektifinden araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi, süreçlerin ve kaynakların daha etkin planlanması ve yönetilmesi amacıyla, COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler başlıklı özel bir çağrı açtık. Çağrı kapsamında desteklenen projeler ile elde edilen bulguların, ulaşılan hedeflerin ve öngörülen katkıların paylaşıldığı “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” temalı bir etkinlik düzenledik. Ayrıca, Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Yenilikçi Çözümler Araştırma Projeleri Destekleme Programını hayata geçirdik.

Teknolojik altyapının güçlendirilmesi için nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesinin olmazsa olmaz olduğunu değerlendiriyoruz. Bu amaçla sanayide ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağımızı artırmak amacıyla TÜBİTAK bünyesinde Sanayi Doktora Programını hayata geçirdik. 49 üniversitenin, 210 sanayi kuruluşuyla yaptığı işbirliği projeleri kapsamında bin 162 doktora öğrencisi yetiştirmeye başladık. Bu öğrencilere aylık 4 bin 500 TL burs ve öğrenimleri sonrasında istihdam desteği veriyoruz.

Yeni tip korona virüse karşı aşı ve ilaç geliştirme dâhil Ar-Ge projelerinde çalışmak isteyen genç araştırmacılar için, TÜBİTAK Stajyer Araştırmacı (STAR) Burs Programını başlattık ve 300 lisans, lisansüstü öğrenci ile doktora sonrası araştırmacının projelerde yer almasını sağladık. Lisans düzeyinde örgün öğretim programlarına kayıtlı başarılı öğrencilerimizin Ar-Ge kültürlerinin oluşturulması, araştırma faaliyetlerine özendirilmesi amacıyla oluşturduğumuz ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından 2020 yılının Ekim ayında müjdesi verilen yeni STAR çağrımızı da 2020 yılının Kasım ayında açtık. Programa gösterilen yoğun ilgi ve teveccühün tezahürü olarak daha önce 1.000 olarak ilan edilen bursiyer kontenjanını 1.500’e çıkardık. STAR bursiyeri olmaya hak kazanan 1.500 lisans öğrencisinin 6 ay süre ile Ar-Ge projelerini destekliyoruz.

BiGG 1512 Girişimcilik Destek Programı ve Tech-InvesTR Programı ile teknoloji tabanlı girişimciliğe özel destek vermeye devam ediyoruz.

BiGG programımız ile 2012 yılından bu yana 1.519 teknogirişim firmasının kurulmasını sağladık. KOBİ’lerin iş geliştirme ve yenilik kapasitelerini artırmaya yönelik mentorluk mekanizmaları oluşturulması ve yürütülmesine yönelik faaliyetlerin desteklenmesinin amaçlandığı BİGG+ Mentor Arayüzü Çağrısında desteklenen 11 Arayüz Kuruluşunun destek sürecini başlattık.

Hazine ve Maliye Bakanlığımızla ortak yürüttüğümüz ve TÜBİTAK’ın 52 milyon TL tutarındaki desteği ile oluşturulan Tech-InvesTR Programı kapsamında kurulan girişim sermayesi fonları yaklaşık 1,7 milyar TL büyüklüğe ulaşmış olup, tutarın önümüzdeki 5 yılda ülkemizdeki 150 erken aşama teknoloji tabanlı girişime yatırım olarak döneceğini öngörüyoruz.

Bilim ve toplum alanındaki desteklerimiz ve faaliyetlerimiz de artarak devam ediyor. Bu alandaki faaliyetlerimizle 2020 yılında 18 milyon kişiye ulaştık. 30 ilde aktif olarak açılan Dene yap Teknoloji Atölyelerinde toplamda 5.630 öğrencimiz eğitim almaya devam ediyor. 36 yeni atölyemizi de bu yıl açmış olacağız.

R.A: TÜBİTAK Merkez ve Enstitülerinin yaptığı çalışmalar konusunda bilgi verebilir misiniz?

 H.M: TÜBİTAK Araştırma Enstitüleri/Merkezleri aracılığıyla dışa bağımlılığımızı azaltacak kritik öneme haiz projeler yürütmeye devam ediyoruz. TÜBİTAK olarak sorumluluğumuzun bilincinde hareket etme gayreti içerisinde, ülkemizin kritik ihtiyaçlarına en etkin ve kısa sürede cevap verecek, stratejik öneme sahip Ar-Ge ve yenilik projelerini hayata geçiriyor, kritik alanlarda tüm Türkiye’ye hizmet verecek araştırma laboratuvarlarını TÜBİTAK’a kazandırıyoruz.

Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitümüzde yürüttüğümüz projelerle, Türkiye’de ilklere imza atarak birçok akıllı mühimmat ve füze sistemi geliştirdik. Geliştirmiş olduğumuz kritik altyapılarla yurtdışına bağımlılığın önüne geçerek, sistem ve alt sistem testlerinin yurt içinde yapılmasına imkân sağladık.  Böylelikle ülkemiz savunma sanayii alanında bir marka olmaya doğru hızla ilerliyor.  Bu büyük ilerleme, mevcut bilgi birikimiyle inovatif yüksek teknolojili güncel stratejik mühimmat geliştirebilmenin bir sonucudur. Kendi geliştirdiğimiz reçetelerle yurt dışı muadillerinden daha etkin, ucuz enerjetik malzeme, alt bileşen, navigasyon ürünleri, harp başlıkları gibi sistemlerin üretilebilirliğini sağladık.

Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi bünyesinde, ülkemizin teknolojik ihtiyaçlarına yenilikçi ve millî çözümler üretiyoruz. Geliştirdiğimiz yerli savunma çözümleri ile millî güvenliğimizin sağlanmasına katkıda bulunuyor, NATO ve uluslararası müşterilere teknolojik çözümler ihraç ediyoruz. Araştırma Merkezimiz bünyesinde yeni kurduğumuz Yapay Zekâ Enstitüsü (YZE), TÜBİTAK Merkez ve Enstitüleri kapsamında sektörleri ve araştırma alanlarını yatay olarak kesen ve yükselen teknoloji alanına doğrudan odaklı olarak kurulan ilk enstitü olma özelliğini taşıyor. YZE, hem açık yenilik ve birlikte geliştirme yaklaşımı, hem de yükselen teknoloji alanına odaklı olması itibariyle yenilikçi bir model teşkil ediyor.

Marmara Araştırma Merkezimizde ekosistem ile birlikte geliştirme ve birlikte başarma yaklaşımının artırılmasına özel önem veriyoruz. Küresel salgın döneminde TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünün koordinasyonunda oluşturulan COVID-19 Türkiye Platformu kapsamında, 49 farklı kurum ve kuruluştan 436 araştırmacı içeren bir seferberliğin oluşturulmasını sağladık. Araştırmacılarımız araştırma altyapılarını ve insan kaynağını paylaşarak aşı ve ilaç geliştirme odağında önemli başarılar elde etmiş bulunuyor.

COVID-19 Türkiye Platformu’nun yenilikçi aşı adaylarından olan virüs benzeri parçacık (VLP) aşı adayı mevcut durumda dünyada bu türde klinik aşamada bulunan sadece 5 aşı adayı içerisinde yer alıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank Bey ile beraber gönüllüler arasında yer aldığımız Faz 1 çalışması sonrasında yenilikçi VLP aşı adayımız için yürütülen Faz 2 çalışmasında 8 Ağustos tarihinde toplam 349 gönüllüye uygulanan ikinci doz aşılamalar da tamamlanmış bulunuyor. Faz 3 çalışmasının başlatılmasına yönelik dosya hazırlıkları Eylül ayının üçüncü haftasında tamamlanarak teslim edilecek. Farklı varyantlara karşı özgün tasarım içeren VLP aşı adayının Faz 3 çalışmasına Delta varyantına özgü VLP tasarımının da dahil edilmesi sağlanacak.  En önde ilerleyen VLP aşı adayımıza ek olarak yenilikçi inaktif aşı adayımızda Faz 2 çalışmasına, adenovirüs aşı adayımızda da Faz 1 çalışmasına geçilmesi sağlanıyor. COVID-19 Türkiye Platformunun diğer aşı adayları olan DNA, rekombinant Spike, ASC zerrecik teknolojisi aşı adayı ve mRNA aşı adaylarında da ilerleme sağlanıyor. İlaç geliştirme tarafında ise iki farklı ilaç adayımız Faz 2 aşamasındadır. Ribavirin ve Montelukast olan her iki ilaç adayımız toplamda 20.000’den fazla molekülün sanal olarak taranması ile tespit edilmiştir.

COVID-19 odağında ortaya konulan platform yaklaşımı, deprem araştırmaları için de başlatılmış bulunuyor. TÜBİTAK MARMARA Araştırma Gemisi ile ilk aşamada Kuşadası Körfezinde 1300 km’lik bir alan taranmış bulunuyor.

Paylaştığım bu örneklerin dışında, Marmara Araştırma Merkezi, ekosistemimizde etki odaklı bir yaklaşımla kamu, savunma ve özel sektör kurum ve kuruluşları ile akademik kurumlara özgün çözümler sunmaya devam ediyor. Her biri geniş yetkinlik alanına sahip olan Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü, Enerji Enstitüsü, Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü, Gıda Enstitüsü, Kimyasal Teknoloji Enstitüsü, Kutup Araştırmaları Enstitüsü, Malzeme Enstitüsü ile Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü aracılığıyla ülkemizin Ar-Ge ve yenilik ekosisteminin ilerlemesine katkıda bulunuyoruz. İleri ve temiz enerji teknolojileri alanında da teknolojilerin ticarileştirilmesine yönelik olarak enerji dönüşüm ve üretim alanlarında prototip sistemleri, pilot ve demo ölçekte, kömürden sıvı yakıt üretimi, biyokütleden hidrojen üretimi, yakıt pilli ve bor hidrürlü araç uygulamaları, yakıt pilli güç sistemleri gibi tesislerin kurulumlarını gerçekleştirdik. MİLHES, MİLGES ve YGDA projeleri sayesinde ülkedeki teknolojik birikime önemli etki yaparak, ekonomiye önemli katkılarda bulunuyoruz. Gıda alanında da INNOFOOD projesi kapsamında, gıda sektöründeki KOBİ’lerin rekabet gücünün arttırılmasını amaçlıyoruz. Enstitülerimizin yetkinlikleri ve ekosistem ile işbirliği sayesinde ülkemizin geleceği için önem taşıyan birçok alanda yenilikçi katkılarımızı yaygınlaştırıyoruz.

Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitümüzde daha emniyetli, hızlı ve verimli raylı ulaşım teknolojileri alanında Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Başta TCDD ve TÜRASAŞ olmak üzere sektör paydaşlarımızın ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler üretiyoruz. Raylı taşıtlara yönelik olarak Elektrikli Tahrik Sistemleri, Araç Kontrol Sistemleri, Araç Tasarım ve Analizleri, Motor ve Aktarma Sistemleri, Robotik ve Akıllı Sistemler ve Enerji Depolama Sistemleri alanlarında faaliyet gösteriyoruz.

Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitümüz ile RASAT ve GÖKTÜRK-2 uydu projelerinden elde ettiğimiz bilgi ve deneyimlerden güç alarak uzay liginde önemli projelere imza atmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı ve İMECE Projesiyle yüksek çözünürlüklü gözlem uydumuzu da geliştiriyoruz.

Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezinde 2003’te hizmet vermeye başlayan ve güncel olarak TRUBA olarak adlandırılan süper bilgisayar ile hâlihazırda 20.000 işlemci çekirdeği ile 2.600 araştırmacıya ayda 13 milyon çekirdek-saat hesaplama hizmeti vererek ülkemizin bilimsel alandaki rekabet gücünü arttırıyoruz. Yüksek başarımlı hesaplamaya en fazla yatırım yapan ekonomiler,  bilimsel ve teknolojik alanda en yüksek faydayı elde eden ekonomiler olduğu için, süper bilgisayar ve yapay zekâ gibi yenilikçi altyapılara yatırım yapmaya devam edeceğiz.

Ulusal Metroloji Enstitümüzde, endüstrinin, TSK’nın ve kamu kurumlarının taleplerini karşılamaya yönelik ulusal standartlarda izlenebilir cihaz/ölçüm standardı, Sertifikalı Referans Malzeme (SRM) ve şirket markeri başlığı altında ürünler üretiyoruz. Bu ürünler, ülkemizin dışa bağımlılığını azaltması açısından stratejik öneme sahip olduğundan, bu çalışmalarda maddi katkıdan ziyade ülkemizin dışa bağımlılığının azaltılmış olması ön plandadır.

Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitümüzde, yönetim bilimleri alanında kurumsal ve sektörel yönetim sistemlerini iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik araştırma, danışmanlık, ve eğitim projeleri yürütüyoruz.

Temel Bilimler Araştırma Enstitümüzde, Bilimin Ufukları serisi kapsamında uluslararası standartlarda çeşitli araştırma ve eğitim etkinlikleri düzenliyor, yüzlerce genç araştırmacı ve öğrencimize ileri düzey bilimsel destek sunuyoruz.

Bursa Test ve Analiz Laboratuvarımızda, ülkemizin bilimsel ve teknolojik rekabet gücünün artırılması ve sürekli kılınmasına test/analiz, muayene ve eğitim boyutuyla katkıda bulunarak, alanında uluslararası akreditasyona sahip 300’den fazla test/analiz ve muayene metotları ile sanayicimize, kamu kuruluşlarına ve üniversitelerimize destek veriyoruz.

Ulusal Gözlemevimiz bünyesinde, üniversitelerde yürütülen astronomi, astrofizik ve uzay bilimleri ile ilgili araştırmalara teleskop gözlem projesi desteği veriyor, ilgili araştırmaları teşvik edip yönlendiriyor, bu alanlarda etkinlik gösteren ulusal/uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen çalışmalar gerçekleştiriyoruz.

Bunlara ek olarak, yakın zamanda, bilim temelli bilgi ve teknoloji üretimi ile Ülkemizin gelişmesine kritik katkı sağlayacak, analitik düşünen, toplum ve çevre bilinci gelişmiş geleceğin lider bilim insanlarının yetiştirileceği TÜBİTAK Fen Lisesi’ni Gebze yerleşkemizde kurduk. İleri düzey ve yükselen teknolojiler için gerekli olacak bilgi ve becerilerin kazandırılacağı okulumuzda öğrencilerimiz hem kendi geleceklerini hem de Ülkemizin geleceğini inşa edecekler.

R.A: TÜBİTAK ülkemizin e-dönüşüm programı kapsamında nasıl bir rol üstlenmiştir, ileriye dönük yeni plan ve programlar nelerdir?

H.M: Dijitalizasyona hizmet eden teknolojilerde TÜBİTAK tarafından 2002 yılından günümüze kadar sağlanan destekleri incelediğimizde; akademik destekler kapsamında 2.142 projeye 3,1 Milyar TL; sanayiye yönelik destekler kapsamında 5.053 projeye 3,86 Milyar TL hibe desteği olmak üzere toplam 7.195 projeye 6,96 milyar TL destek aktardık.

Bu alandaki nitelikli insan kaynağımızı da destekliyoruz. TÜBİTAK Lider Araştırmacılar programı ile ülkemize dönen 24 araştırmacı Yapay Zekâ, MEMS, Yazılım, Robotik ve Mekatronik Sistemler, Elektronik, Bilgi Güvenliği vb. alanlarda araştırmalarını yürütüyorlar. Sanayi Doktora Programında desteklenen projeler kapsamında yer alan öğrencilerin yüzde yirmisi Bilgi Güvenliği, Bilgi Sistemleri, Haberleşme ve Kontrol Mühendisliği, Bilgisayar Bilimleri, Haberleşme Mühendisliği, Robotik ve Mekatronik Sistemler, Veritabanı ve Veri Yapıları, Yapay Zekâ, Bilgisayarda Öğrenme ve Örüntü Tanıma, Yazılım alanlarına odaklanıyor.

Ar-Ge ve Yenilik Desteklerimiz kapsamında ek puan vererek öncelikli olarak desteklediğimiz başlıkların yer aldığı, Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konularında yer alan 154 konunun 64’ünü, yani yaklaşık olarak %42’sini bilgi ve iletişim teknolojilerinde planladık. Hâlihazırda bilgi ve iletişim sektöründe; Büyük Veri ve Veri Analitiği, Nesnelerin İnterneti, Bilgi Güvenliği, Bulut Bilişim, Yazılım Teknolojileri, Modelleme, Simülasyon ve Oyun Teknolojileri, Robotik ve Mekatronik Sistemler, Gömülü Sistemler, Mikro/Nano/Opto-Elektronik ve Yarı İletken Teknolojileri, Yapay Zekâ, Genişbant Teknolojileri, Fotonik, Kuantum Teknolojileri ve Ekran Teknolojileri alt alanlarında, ulusal düzeydeki strateji belgelerinde geçen konularda ve ileri teknoloji ürünlerinin ülkemizde geliştirilmesine yönelik olarak küresel eğilimlerde yükselen konulardaki projeleri desteklemeye devam ediyoruz. Bu konuların yanı sıra; Sağlıkta Dijital Teknolojiler, Otomotiv Sektöründe Gömülü Sistemler ve Otonom Sürüş Teknolojileri, Fabrika Otomasyon Sistemleri, Enerjide Dijital Teknolojiler ve Enerji Sistemi Modellemesi, Tarım ve Gıdada Dijital Teknolojiler gibi alanlarda planlanan çağrılarda da BİT ve ileri teknoloji uygulamalarına ilişkin başlıklar yer alıyor. Bu bahsettiğim Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konularını, teknolojik hazırlık seviyelerini içerecek şekilde detaylı olarak hazırladık.

Ülkemizin ihtiyaçları ve önceliklerine istinaden; Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile işbirliği içinde Kurumumuzun da teknik desteğiyle “Yapay Zekâ Teknoloji Yol Haritası”, “Büyük Veri ve Bulut Bilişim Teknoloji Yol Haritası” ve “Siber Güvenlik Teknoloji Yol Haritası”nın da bulunduğu pek çok alanda teknoloji yol haritaları hazırlama çalışmaları yürütmekteyiz. Teknoloji Yol Haritalarını; ülkemizin ilgili alt teknolojiler özelinde belirlenecek stratejik hedeflere ulaşması için kritik olan ürün ve teknolojilerin geliştirilmesi ve sektörel uygulamaları şeklinde çok katmanlı bir yapıda oluşturduk. Bu alanlarda kavram ve kapsama ilişkin çalışmaları tamamladık, ulusal ve uluslararası stratejileri, planları inceledik ve ülkemizdeki paydaşları belirledik. Kamu kurumlarından ve başlıca STK’lardan temsilcilerle her TYH için, tüm süreç boyunca paydaşlar nezdinde koordinasyonun sağlanmasına yönelik olarak çalışma grupları kurduk. Yapay zekâ, büyük veri/bulut bilişim algoritmaları ve siber güvenlik teknolojilerinin geliştirilmesinde bizzat çalışan araştırmacılardan ve bu teknolojileri kendi sektöründe uygulayan veya uygulama potansiyeli bulunan özel sektör temsilcilerinden tüm süreç boyunca katkılar aldık. Ar-Ge ve yenilik ekosisteminden aldığımız girdiler ve Delfi yöntemiyle gerçekleştirilen yapılabilirlik ve etki değerlendirmeleriyle; kritik ürünleri ve öncelikli sektörel uygulamaları belirledik. Belirlenen teknolojik hedef, ürün ve sektörel uygulamaların her biri için dünyadaki ve ülkemizdeki teknolojik hazırlık seviyeleri, ihtiyaç duyulan Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri, yenilikçi özellikleri ve teknik metrikleri, Ar-Ge ve yeniliği destekleyen kritik hususlara ilişkin içerikler, bu alanda yetkin uzmanlar tarafından oluşturuldu. Yakın zamanda tamamladığımız “Yapay Zekâ Teknoloji Yol Haritası”, Bakanlığımız tarafından oluşturulan “Yapay Zekâ Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nın teknoloji odaklanması boyutuna temel girdiyi sağlayan ve bu anlamda Strateji Belgesini tamamlayan bir doküman niteliği taşıyor. “Büyük Veri ve Bulut Bilişim Teknoloji Yol Haritası” ve “Siber Güvenlik Teknoloji Yol Haritası” alanlarında ise çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz.

 

Önceki Söyleşi: TBD Yönetim Kurulu Üyesi Ceyda Süer
Sonraki Söyleşi: İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran

Benzer Yazılar