Başyazı (Ekim Sayısı)
Değerli okurlar,
İnsanın gelişim yolculuğunda ateşin bulunması bir devrimdi. Toprağı eşeleyip tohum serpip, üstünü kapatıp, vakti gelince hasat yapmak bir devrimdi. Sanayide buhar gücünün kullanılması bir devrimdi. İnsanın aya ayak basması bir devrimdi. Bilgisayarların, yarı iletkenlerin oluşması da bir devrimdi.
Son birkaç yıldır daha da büyük bir devrim yaşıyoruz: Sayısal teknolojilere dayalı bir sanayi devrimi…
Bu devrimin yansımaları, sonunda küresel rekabette ekonomik üstünlük gücünün hemen hemen tek şartını da ortaya koymuş oldu…
Bu kez yaşanan devrim çok devingen ve çok büyük hızla yeni dalgalar halinde dünyayı da sürekli değiştiriyor.
Diğer yandan küresel rekabet ve hızlı teknolojik gelişmeler söz konusu olduğu için artık hiçbir kurum ve kuruluş tek başına ülke sorunlarına yeterli çözümler sağlayamıyor. Bütün dünyada son yıllarda STK ve Üniversite odaklı çalışmalar daha fazla ön plana çıkmaktadır.
Bilişimin getirdiği şeffaflık, hız ve ekonomik gelişim ciddi bir iş birliği ve koordinasyonu gerektiriyor ki, biz de TBD olarak yıllardır bunu söylüyoruz.
Çok yıllar önce Bilişim Dergisinin bir sayısında yer alan yazımda, “ülkeler bilişimin kurallarıyla yönetilmelidir” demiş olduğumu hatırlıyorum, bugün bu sözlerimi çok daha güvenle tekrar söyleyebilirim çünkü vardığımız nokta bu gün tam da budur.
Bu söylemi edebi bir etki bırakması için değil, yüksek teknolojinin içimize işlemesi için ne derece ihtiyaç içinde olduğumuzu göstermek için dile getiriyorum.
Yıkıcı teknolojilerle bezeli, salgınla sarılı olduğumuz bir dönemden geçerken, bilişim uygulamalarına dayalı bir dönüşümün ne kadar elzem olduğunu her bir birey gözü ile görerek eli ile dokunarak, çok açık bir şekilde yaşayarak görmüştür.
Yeni normal diye de adlandırılan bu yeni dünya düzeninde bilişim teknolojileri yardımıyla evden çalışma, uzaktan eğitim ve e-ticaret gibi birçok yeni alışkanlık hayatımıza girmiş oldu.
Bu süreçte siber dayanıklılık, kişisel verilerin korunması ve iş sürekliliği önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmıştır.
İçinde bulunduğumuz milenyumda yapay zekâ teknolojilerini geliştiren ve doğru kullanımını başaran ülkelerin büyük atılım yapacağı öngörülmektedir. Türkiye’nin bu alanda ön saflarda yer alması, kalkınmasında stratejik öneme sahiptir. Bu gerekçeyle Türkiye’nin Yapay Zekâ Stratejisi kapsamında bir rapor hazırladık. “Türkiye’de yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi için görüş ve öneriler kavramsal raporu” adıyla yayımlanan bu çalışmada ülkemizin izlemesi gereken yol üzerine bilimsel önerilerimizi de ortaya koyduk ve çok olumlu geri dönüşler aldık…
Yapay zekâ, hayatımızı kolaylaştırdığı kadar, yakın gelecekte önemli etik tartışmalara ve yasal süreçlerde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyan bir alan. Uzmanlar ayrıca, yakın gelecekte hayatın her alanını yönetme potansiyeline sahip ve kalkınmada stratejik önemdeki yapay zekâ teknolojilerine ilişkin; dünyadaki her ülkenin olduğu gibi Türkiye’nin de bu alanda acilen stratejik politikalar belirleyip uygulamaya başlaması açısından önem taşımakta…
Evet, bir yandan teknoloji ve ekonomi el ele hızla tırmanırken, dünyanın ekolojik dengesine verilen hasar da aynı derecede hızla olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Ekonominin ekoloji üzerinde yıkıcı etkilerinin büyüme ve kalkınma odaklı paradigmalardan kaynaklandığını ortaya koyarak, başka bir toplum tahayyülünü, müşterekler, bakım ekonomisi, yerel ekonomi ağları, geçiş ekonomileri, sürdürülebilir insan yerleşkeleri, onarıcı tarım ve gıda toplulukları gibi farklı bir iktisadi dilin sunduğu araçlarla mümkün kılmanın yollarını arıyor.
Bu bağlamda, iklim krizi ve ekolojik krize karşı yeni bir ekonomik büyüme stratejisi sunan Avrupa Yeşil Mutabakatı, anlaşılması ve anlatılması gereken önemli bir metin olarak önceliğimiz olmuştur.
İklim kriziyle mücadelede diğer küresel aktörlere göre daha etkin roller üstlenen Avrupa Birliği için bile, kalıcı ve etkili bir dönüşümün mekanizmalarının ilk kez bu kadar net tanımlanmış olduğunu görüyoruz.
Aynı zamanda hem iklim krizi hem de çevreyle ilgili krizin sınır tanımayan, küresel çapta çabaları gerektiren zorluğu, metnin içeriğinde sıkça vurgulanarak, birlik dışı aktörleri de kapsayıcı bir yaklaşımın altı çizilmiştir. Entegrasyon ve bunun tüm gerekleri için birlik imkânlarının kullanılabilirliği, birlik dışındaki paydaş ülke ve kurumlar için de önemli fırsatlar sunmaktadır. TBD olarak bu oluşumun strateji eylem planını etkinliklerimiz kapsamında dikkate almaya hazırız.
Sürdürülebilir bir gelecek için AB ekonomisini şekillendirmeyi odağına alan Avrupa Yeşil Mutabakatı, bunun için belirlediği hedef ve araçları ihtiyaçlar doğrultusunda zamanla güncelleyerek geliştirecektir.
Diğer bir konu da Dijital Endeks (Sayısal Dizin) konusunda yaptığımız araştırma sonuçları ile ortaya çıkan eksiklik ya da boşluklar kapsamında çalışmalarımızı geliştirmek isteğimizdir.
Araştırmamız, ulusal politika ve stratejiler ile uyumlu, “Dijital Türkiye” vizyonu ve Millî Teknoloji Hamlesini destekleyen, uluslararası gelişmeleri ve kavramları adresleyen, sorun-çözüm odaklı, kamu, özel sektör, akademi ve STK’lar olmak üzere farklı paydaşların katılımı ile sürdürülebilir, toplumsal ve ekonomik dönüşümü vurgulamak amacıyla geliştirildi.
Araştırma sonucunda ülkemizin, politika eksenlerine yönelik düzenlemeleri güncellemede ve politika eksenlerine değer katacak olan şeffaflık ile yenilikçilik boyutlarında yeterli başarıyı göstermediği tespit edilmiştir.
Diğer yandan Kovid-19 salgını süresince vatandaşların kullanımına sunulan bilişim uygulamaları ise bu kapsamda başarılı olduğumuzu göstermektedir. Kurum ve işletmelerin bilişim çözümlerine ilgisinin arttığı ve bu yöndeki talebin büyük ölçüde yerli firmalarca karşılanabildiği görülmektedir. Ancak hem işletmeler hem de hane halkının yüksek hızlı internete ve bilgisayara erişme konusundaki gereksinimlerinin giderilmesinde yaşanan aksaklıklar “sayısal uçurum” konusunu tekrar gündeme taşımıştır.
Bir yandan sorunları tespit ederken, bir yandan da çözümleri ortaya koymakta paydaşlarımıza ve toplumumuza katkı sağlamak amacıyla bu çalışmamızı devam ettirerek yapılması gerekenleri ve yeni saptamalarımızı ortaya koymaya devam edeceğiz.
Bir sonraki dergimizde buluşmak üzere hepinize sevgi saygılarımı sunarım…
Rahmi AKTEPE
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Genel Başkanı