Kimse oyunumuzu Türk olduğu için oynamıyor!
Değerli Okurlar,
Üç Soru Üç Cevap köşesinin bu ay ki konukları Türkiye’nin zeki, yetenekli genç girişimcilerinden APPS ekibi.
Uzun bir süredir mobil uygulamalar geliştiren genç girişimciler Erdem Lafçı, Burak Aydın, Sedat Kurt ve Orhun Mert Şimşek 2014’de Hacettepe Teknokent’te APPS şirketini kurdular.
Bilkent Cyberpark’a taşınan ve kurucuları gibi genç bir şirket olan APPS, mobil teknolojiler ile ilgili Ar-Ge çalışmaları yapıyor. Genellikle savunma sanayi ve enerji şirketlerine kurumsal uygulamalar geliştiriyorlar. Zaman zaman kendi mobil uygulama fikirlerini de hayata geçiren APPS ekibinin, yeni oyunları “A Word” oyun severlerin beğenisine sunuldu. Oyunun Android ve IOS platformlarında yayınlandı.
APPS ekibinden Erdem Lafçı Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu.Google Developer Group Ankara’da çalışıyor ve son 4 yıldır yapılan Android Developer Days etkinliklerini düzenleyen ekipte. Ayrıca Mobil Monday ekibinde co-organizer olarak çalışıyor. Bir dönem Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Ankara şubesinde çalıştı ve TBD Genç başkanlığı da yaptı.
Bilişim Dergisi için APPS şirketinin kuruluşunu, girişimcilik öykülerini ve yeni çıkardıkları oyunları “A Word”u Erdem Lafçı ve Orhun Mert Şimşek’e sorduk.
-APPS ne zaman kuruldu?
Hacettepe mezunu genç girişimciler olarak APPS’yi 2014’de mobil uygulamalar geliştirmek üzere Ankara’da kurduk.
-Son günlerde yeni bir uygulamanız çıktı. Yeni Kelime Oyunu ” A Word”. Oyundan bahseder misiniz? Oyuna talep nasıl?
Verilen Konuya Göre Kelime Bulmaca Oyunu “A WORD”
A Word’de diğer oyunlarda olduğu gibi kelime tahmini yapmanız bekleniyor. Kolaydan başlıyorsunuz. Gittikçe zorlaşıyor. Bazen bulmacanın konusu gizli olabiliyor. Bazen de konu olmadan devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Yukarıda bir kategori veriyoruz. Örneğin bir hayvan. Aşağıda da o kategoriyle ilgili bir kelime soruyoruz Oyuncu aslanı bulup işaretliyor. Ne kadar hızlı ve hatasız işaretlenirse puan artıyor. Size verilen ipucuna göre petek motifinde gizli kelimeyi bulmanız gerekiyor. Kelimeleri buldukça seviye atlıyor, seviye atladıkça karşınızda daha büyük/karmaşık bir harf peteği buluyorsunuz. Hem tüm oyuncular içindeki hem de arkadaşlarınız arasındaki başarı sıralamanızı görebiliyorsunuz. Ne kadar hızlı ve hatasız bitirirseniz o kadar puan kazanıyorsunuz.
Tam 1000 Bulmaca!
Bugüne kadar oyunu toplam 1 milyondan fazla kişi indirdi. Oyunu oynadıkça acemi, çaylak, amatör gibi yeni unvanlara geçiyorsunuz. Oyunu bitirebilmek pek mümkün olmuyor çünkü sürekli yeni bölümler eklenerek heyecan vericiliği arttırılıyor.
Yaz sonunda oyuna yeni bir özellik olan çoklu oyuncu özelliği ekleyeceğiz. Oyuncular birbirleri, arkadaşları ile veya dünyada tanımadığı başka oyuncularla karşılıklı oynayabilecekler. Hatta farklı dillerde de oynayabilecekler. Önümüzdeki hafta içerisinde Almanca, Rusça ve İngilizce dilleri eklenecek. Diğer bahsettiğim diller 350 bölüm eklenecek. Taleplere göre de seviyeleri güncelleyeceğiz.
Türk Oyuncular Oyunu İnanılmaz Çabuk Tüketiyorlar
Oyuncular oyunu çok sevdiler. En çok şikâyet ettikleri şey ise bölümlerin geç yüklenmesi konusu. 200 bölüm veya 300 bölüm yüklüyoruz. Akşama kadar oyuncular oynayıp bitiriyorlar. Sonra da yeni bölümler nerede diye soruyorlar. Türk oyuncuların oyuna ilgisi çok fazla ve bizde bu ilgiden çok memnunuz. Oyunu daha eğlenceli hale getirip kullanıcılarımızın beklentilerini karşılamak için çalışıyoruz.
Oyunun yeni bölümlerini planlarken oyuncularımızdan gelen talepleri de değerlendiriyoruz. Oyunu bu şekilde şekillendiriyoruz.
Kullanıcılarımız çok dikkatli. Oyunda gözden kaçan yazım yanlışlarını düzeltiyorlar. Yorum yapıyorlar. Mail gönderip telefonla arıyorlar bizi. Oyunumuzun popüler olmasının en önemli nedeni her yaşa hitap etmesi. İlkokul çocuklarından 60 yaş üstü akıllı telefonu yeni kullanmaya başlamış kişilere kadar.
Şuana kadar oyunumuzu 1 milyon 45 bin kişi indirdi. Günlükte 300.000 kişi oynuyor. Şirketi kurarken aslında oyun yapmak yoktu aklımızda. Çünkü çok zor bir iş bu. Oyunun senaryosunu, tasarımını, kurgusunu çok iyi planlamak gerekiyor ve oyunu kullanıcıların cidden sevmesi lazım. Geçen sene iki farklı kurumsal iş yaptığımız yerde müşterimiz bizden oyun talep etti. Biz bu işe onlarla başladık. Daha önce bir kelime oyunu daha yapmıştık.
A Word’u tasarlarken ilk önce çevremizdekilere gösterdik. Zaman ilerledikçe ilk bin kullanıcıya ulaştığımızda uygulamanın istatistiklerinin çok iyi olduğunu gördük. Bunun üzerine ekip olarak tamamen bu işe odaklandık.
Kullanıcıların Beklentilerini Çok İyi Analiz Ediyoruz
Bizim oyunla ilgili planlarımız var. Ama oyunun içeriğindeki verileri de çok iyi analiz ediyoruz. Yani kullanıcılar nerede takıldığı, hangi bölümün nasıl değişmesi gerektiği, kullanıcıların beklentileri gibi. Oyunu 1 milyondan fazla kişi oynuyor ve burada bizim dördümüzün vereceği kararın bir etkisi yok aslında. Çünkü biz bu 1 milyon kişiye hitap ediyoruz.
Oyunun bundan sonraki seviyelerinde kelimeler konusunda biraz daha bilimsel ilerleyeceğiz. Bilgisayar bilimlerinin içine girmeye çalışıyoruz. Çünkü amatör başladık. Profesyonel devam edeceğiz. Bundan sonra bölümlerde doğal dil işleme algoritmaları, makine öğrenme algoritmalarını kullanacağız.
– Uluslararası rekabetin en acımasız boyutlara eriştiği bugünlerde herkes yerli yazılımın gücünden bahsediyor. Türkiye’nin yerli yazılımla imtihanını nasıl değerlendiriyorsunuz ve Türkiye’nin genç girişimcilerinden biri olarak ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?
Yerlinin tanımını çok iyi yapmak lazım. Türkler geliştirince mi yerli oluyor yoksa Türkiye’de geliştirilince mi yerli oluyor? Amerika’daki Türker geliştirirse bu yerli mi? Ya da Türk bir firmadaki Amerikalılar geliştirince mi yerli? Biz ekip olarak yazılımın yerlisi yabancısı olduğuna inanmıyoruz. Bir ürün iyi olduğu için kullanılır. Kimse bir ürünü Alman ürünü veya Türk ürünü diye kullanmaz. Hiçbir oyun veya başka bir ürün yerli diye popüler olmaz. Sadece kritik yazılımların yerlilerinin yapılması lazım diye düşünüyoruz. Bunlar güvenlikle veya askeri yazılımlarla ilgili. Bunlar dışında hiçbir şeyin yerli veya yabancı olması bir şeyi farklı kılmaz.
Kimse bizim oyunumuzu Türk olduğu için oynamıyor. Adı bile Türkçe değil. Oyunun uygulamasını indirenler oyunun Türk olup olmadığının farkında değiller.
Türkiye’yi kalkındıracak en kolay şey yazılım. Biz de yazılımın gücüne inanıyoruz. Ama yine konu eğitime dayanıyor. İyi yazılım geliştirmek için iyi öğrencilerin iyi üniversitelere gitmesi lazım. Üniversitelerimizin kalitesinin iyi olması lazım. Yazılım yapabilmek için çok ciddi bir alt yapı gerekiyor. Matematik bilgisi, analitik düşünebilme kabiliyeti, problem çözebilme ve sabır gerekiyor. Siz bilgisayarın başına oturduğunuzda orada binlerce kod ve siz varsınız.
Bize bu sene çok fazla staj başvurusu yapıldı. 10 stajyer seçtik aralarından.
Gözlemlerime dayanarak söylüyorum. Çok az öğrenci kendisini iyi geliştirmiş, nitelikli ve becerikli. Bunun dışındakiler niteliksiz olarak mezun oluyorlar üniversitelerden. Bu en iyi üniversitelerin en iyi bölümleri için de geçerli. Kendini geliştirebilen ve kendi kendine öğrenebilme becerisine sahip olanlar azınlıkta. Çoğunlukta kalanlar ise standart bir yazılımcı olabilir kurumsal bir yerde. Ülkenin değerlerine fark katabilecek kişiler olamazlar. Biz bahsettiğim nitelikli azınlığı artırabilirsek, gençlere cesaret verebilirsek ülkemiz o zaman kalkınabilir.
Ülke olarak potansiyelimiz var. Ama ülkemizde var olan nitelikli kişileri elimizden kaçırıyoruz. Yetiştirilen gençlerin ülkemizde kalması için çabalamalıyız. Maalesef onları kaybediyoruz.
Nitelikli eleman kaynağımız giderek azalıyor. Bu açık giderek de artacak. Bunun için önlem almalıyız.
Ülkemizde gündem o kadar çok değişiyor ki insanlar işine odaklanamıyorlar. Dolayısıyla kendisini de geliştiremiyor.
Amerika’daki bir kişinin fikrini hayata geçirmesi ile Türkiye’deki bir kişinin fikrini hayata geçirmesi arasında birçok fark var.
Girişimcilik ülkemizde çok zor yapılıyor maalesef. Örneğin ülkemizde zamanlama ve planlamada sıkıntılar var. Devlet destekleri konusunda da zaman ve planlama konusu başlı başına bir problem. Verilecek desteğin söylenilen zamandan 3-4 ay sonra verilmesi yeni bir işe girişim yapacak girişimciler için oldukça sıkıntılı dönemlere yol açabiliyor.
Benzer Yazılar
Sedef Özkan ile “Aynı Yaprakta Olmak”
Değerli Okurlar, Üç Soru Üç Cevap köşesinin bu ay ki konuğu ile tanıştırmak istiyorum sizleri. 166
Minyatip Söyleşisi
“Evinizden hiç çıkmadan internette hoşunuza giden bir ayakkabıyı yazıcıda basabileceksiniz” 168
ISO 27001:2013 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi (BGYS) nedir?
“ISO 27001:2013 BGYS Baş Tetkikçi Eğitimi ile Bilişim Sektörüne Bilgi Güvenliği Alanında Farkındalığı Yüksek Denetim Uzmanları Kazandırılacak” 418